İnsan olmanın en zor yanlarından biri yas tutmak. Sevdiğimiz, bağ kurduğumuz, varlığından keyif aldığımız birini ya da bir şeyi kaybettiğimizde güçlü duygular yaşıyoruz ve doğal olarak zorlanıyoruz. Aslında yas bir yandan da öğrenme sürecidir. Sevdiğimiz kişi ya da şey olmadan dünyada varlığımızı devam ettirmenin nasıl bir şey olduğunu bize öğretir.
Yas tutmak deyince aklımıza ilk olarak sevdiğimiz birinin kaybı gelse de aslında yasa sebep olan başka birçok olay ve durum var. Ayrılık, evcil hayvanımızın ölümü, iş değiştirmek, mezun olmak, emekliye ayrılmak, ağır hastalığa yakalanmak ya da sevdiğimiz birinin hastalanması, düşük yapmak gibi.
İnsan olarak pek çok farklı değişimin ardından üzülebilir, acı çekebilir ve yas tutabiliriz. İlk adım olarak kendinize bu acıyı yaşamanın çok doğal ve hayatın bir parçası olduğunu hatırlatabilirsiniz. Yas evrenseldir, her birimiz hayatımızın bir bölümünde matem tutuyoruz.
Toplumumuzda teselli vermek çok yaygın olsa da evet, yas evrensel bir süreçtir ve bu süreçte her birimizin farklı ihtiyaçları ve duyguları açığa çıkabilir. Bu yüzden “ağlama”, “kendini toparla”, “önüne bak” gibi faydasız teselli cümlelerini bir kenara koyup duygularımızı yaşamamız, hayatımıza devam edebilmenin anahtarıdır.
Yas Sürecinde Neler Hissederiz?
Kayıpların ardından pek çok duygu hissedebilirsiniz. Bunlardan en yaygınları:
- Şok,
- Üzüntü,
- Suçluluk,
- Korkudur.
Bu süreçte inanama hali, boşluk, umutsuzluk, yalnızlık, güvensizlik gibi hisler yaşayabilirsiniz. Ölümler bize kendi ölümlülüğümüzü hatırlattığı için ya da onsuz yaşamanın korkutucu gelmesinden dolayı veya artık tek başınıza almanız gerekebilecek sorumluluklardan dolayı anksiyeteyi ve panik atakları tetikleyebilir.
Bu duyguları ve semptomları yaşarken kendinizi çevrenizden izole etmek yerine onlarla bu hisleri paylaşabilirsiniz. İnsanlar bazen bu tarz konuşmalarda rahatsız hissedebilir, saçma şeyler söyleyebilir ya da yapabilirler. Fakat emin olun içinizde olup bitenleri kelimelere dökmek uzun vadede bu süreci atlatmanıza ve hayatınıza bir yerden devam etmenize yardımcı olacaktır.
Eğer suçluluk hissediyorsanız bunun da gayet doğal olduğunu bilin ve kendinize şefkatle yaklaşmaya çalışın. Yaptığınız ya da yapmadığınız, söylediğiniz ya da söylemediğiniz şeyler yüzünden kendinize yüklenmenizin şu anki duruma bir katkısı var mı? Bu tarz düşünceler ancak kendinizi daha kötü hissetmenize ve toparlanmanızın gecikmesine sebep olacaktır.
Yalnızca kendinize değil, tanrıya ya da doktorlara da öfkeli olabilirsiniz. Öfkenizin arkasındaki üzüntüye, korkulara bakmaya çalışın. Hayatı kontrol etme gücümüz yok. Olanları olduğu şekliyle kabul edip bundan sonraki siz’e nasıl destek olabileceğinize bakın.
Hissettiklerinizi paylaşmak konusunda sizi kesinlikle destekliyoruz. Eğer paylaşmaya karşı güçlü bir direnciniz varsa yazıya dökebilir ya da profesyonel destek alabilirsiniz.
Yasın Fiziksel Semptomları
Sevdiğiniz birini kaybettikten ya da yukarıdaki gibi farklı durumlardan geçerken fiziksel olarak aşağıdaki semptomları yaşayabilirsiniz:
- Yorgunluk,
- Mide bulantısı,
- İştahsızlık sonucu kilo verme,
- Kendini yemeğe verme sonucu kilo alma,
- Vücutta ağrılar,
- Uykusuzluk,
- Düşen bağışıklık sistemi nedeniyle sık hastalanma.
Yas bir yara gibidir. Nasıl ki yaraya pansuman yapmamız gerekir, yas’ın da pansumana ihtiyacı vardır.
Yas sürecince bazı şeyler zor gelebilir. Fakat örneğin her gün 30 dakika yürüyüş yapmak, sağlıklı beslenmek ve uykunuzu almak toparlanmanıza yardımcı olacaktır. Bu noktada çevrenizdeki kişilerden destek isteyebilirsiniz. Örneğin canınızın çektiği bir çorbayı, yemeği yapmasını rica edebilirsiniz.
İnsanlar birbirinin hayatına zenginlik katmaktan mutluluk duyarlar. Yas sürecindeki bir sevdiğinize nasıl destek olmak istediğinizi düşünün. Onlar da size destek olmaktan mutluluk duyacaklardır. Eğer reddedilen ricalarınız olursa bunların da sizinle değil, o kişinin ihtiyaçlarıyla alakalı olduğunu her zaman aklınızda bulundurun.
Egzersiz için de yanınızda birini isteyebilirsiniz. Sizinle birlikte yürürken ona içinizden geçenleri, kaybınızdan geriye kalan anılarınızı, neler hissettiğinizi anlatabilirsiniz.
İlginizi çeken hobileri deneyebilirsiniz. Eskiden yapmayı sevdiğiniz şeylere vakit ayırabilirsiniz. Yemek pişirmek, kek yapmak, dua etmek, ibadetlere vakit ayırmak, müze gezmek, gitar çalmak, resim yapmak, meditasyona oturmak, yoga yapmak gibi.
Arada sırada kendinizi yoklamak önemli. Özleminizin yanı sıra şu an neye ihtiyacınız var? Şefkatli bir omza mı, sohbet etmeye mi, dinlenmeye mi?
Yas Tutarken;
Beklenmedik, ani ve farklı duygular yaşayabilirsiniz. Herkesin matemi, üzüntüsü kendine özeldir. Kimse size hangi duyguyu ne kadar yaşamanız gerektiğini söyleyemez. Siz de kendinize bunu söyleyemezsiniz. İhtiyaçlarımız kendimize özeldir, iyileşme süreci kendimize özeldir.
Kültürümüzdeki cenaze töreni, mevlit okutmak gibi ritüeller yasın önemli bir parçasıdır. Siz de bu süreçte hatırladığınız anıları paylaşarak, anarak, belki ona özel bir köşe hazırlayarak, sevdiği yemekleri yaparak ya da bir albüm hazırlayarak kendinizi o’nu hatırlayarak o’nsuzluğa hazırlayabilirsiniz.
Tabii ki bu fikirleri direkt olarak uygulamanıza gerek yok. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu süreç herkesin kendi özel süreci. Size hangisi uygun geliyorsa, kendinizi çok yıpratmadan deneyebilirsiniz.
Yas tutarken güçlü gözükmeye çalışmanızın size veya çevrenizdeki kişilere bir faydasının olmayacağını her zaman aklınızda tutun. Ağlamak, zorlayıcı duyguları kaçmadan ve görmezden gelmeden yaşamak, neler hissettiğinizi paylaşmak hem size iyi gelecektir hem de çevrenizdekilere. Bir deneyin.
Eğer anlaşılmadığınızı hissediyor ya da çok fazla zorlanıyorsanız bir psikiyatrist ya da psikologla görüşebilirsiniz. Bu süreçte kendinize ihtiyaç duyduğunuz bakımı vermek çok önemli ve ihtiyacınız profesyonel bir destek olabilir. Alkol, uyuşturucu gibi sizi daha kötüye götürecek alışkanlıklar yerine bir profesyonelden yasınızı atlatmaya yönelik davranışlar geliştirmek için yardım alabilirsiniz.
Yasın 5 Aşaması
Elizabeth Kübler-Ross bir psikiyatrist. Ölüm üzerine yaptığı çalışmalar sonucu genelde insanların yasın 5 aşamasından geçtiğini bulmuş. Fakat kendisinin de belirttiği gibi “tipik” bir kayıp ya da yas yok. Bu yüzden 5 aşama herkes için geçerli olmak zorunda değil. Fakat yasla ilgili bir yazıda bu modele de yer vermek istedik.
- İnkar,
- Öfke,
- Pazarlık,
- Depresyon,
- Kabul.
Özetle
Eğer siz ya da bir sevdiğiniz kayıp yaşadıysanız ve zorlu yas sürecinin içinden geçiyorsanız kendinize duyguları yaşamaya izin verin. Bu süreçte toparlanmayı kolaylaştırmak için fiziksel aktiviteye, dengeli beslenmeye ve uykuya dikkat edin. Çevrenizle paylaşın, anlatın, yazın, çizin… Kendinizi sınırlı bir zamana hapsetmeyin. Bazı kişiler birkaç haftada toparlanır, bazılarımızın iyileşmesi aylar ya da yıllar sürebilir.
Hayatınıza devam etmek unutmak değildir. Kaybınızı onurlandırarak ve anarak yeni hayatınıza devam edebilirsiniz. Eğer hiçbir şey yapacak enerjiyi kendinizde bulamıyorsanız bir psikiyatrist ya da psikologdan destek alabilirsiniz.