Şiddetsiz İletişim Nedir, Nasıl Öğrenilir?

Benim şiddetsiz iletişimle tanışmam aile içinde anlaşılmadığımı düşündüğüm ve öfkemi kontrol etmekte zorlandığım bir döneme denk geliyor. Deniz Bağan’ın Instagram hikayesinde görüp “İşte tam da ihtiyacım olan şey!” deyip büyük bir heyecanla kitabı satın aldım.

Şiddetsiz İletişim, kitabını okumaya başladığım andan itibaren içimi o kadar ferahlattı ki. Anlaşılmadığımı düşündüğüm zamanlarda beni anlayan bir kitap bulmuş gibiydim. Bu yüzden de sıkışmış, anlaşılmadığı için üzgün, yalnız ya da öfkeli hisseden kişilere hem kendi tecrübelerimden hem de kitaptan bahsetmek istedim.

Benim kitabı okuduğum dönem de oldukça ilginçti. Yurt dışında yaşayan yakın bir arkadaşım ruhsal problemler yaşıyordu ve mahallemize geri dönmüştü. Üstüne 10 ilimizi ve bütün psikolojimizi etkileyen o büyük depremler olmuştu.

İşte böyle bir dönemde hem depremden etkilenenlerle hem de yakın arkadaşımla şiddetsiz iletişimi deneyimleme imkanım oldu. Ve gerçekten insanlarla gerçek, yakın, samimi bir bağ kurmanın nasıl bir şey olduğunu o dönem anladım.

Siz de Şiddetsiz İletişim kitabını okuduysanız, eğitimlerine katıldıysanız veya sadece bir yerlerde görüp merak ettiyseniz bu sayfada temel bilgileri bulabilirsiniz. Kendi tecrübelerinizi de aşağıya yorum olarak bırakabilirsiniz.

Şiddetsiz İletişim Nedir?

Şiddetsiz iletişim; karşımızdaki kişiyle yargılardan bağımsız, duygu ve ihtiyaçlarımızı gözeterek iletişim kurmaktır. Kitapta ya da Şiddetsiz İletişim eğitimlerinde göreceğiniz gibi yargıların olmadığı yerde zaten şiddet değil, şefkat olur. Çünkü içimizde doğal olarak bulunan şiddet değil, birbirimize şefkattir. Sözleri ve davranışları yargılamadan arkalarındaki ihtiyacı ve duyguyu görebildiğimizde de öfke yerine şefkati canlandırırız.

Doğru ile yanlışın ötesinde bir yer var. Orada buluşalım.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

Şiddetsiz İletişim kitabının kapağına bakarsanız “Bir Yaşam Dili” ibaresini görürsünüz. Bu gerçekten de yeni bir dil. Ve biz yeni bir dil öğrendiğimizde hemen akıcı konuşamayız.

Şiddetsiz iletişim dilini öğrenmeye başladığınızda kendinize yüklenmeden yavaş yavaş deneyin. Kitlendiğiniz, kendi ihtiyacınızı ya da duygunuzu net olarak anlayamadığınız zamanlar olabilir. “Ben bu dili konuşamıyorum” diye kendinizi yargıladığınız zamanlar da olabilir. Sadece biraz daha zamana ve pratiğe ihtiyacınız var.

Şiddetsiz İletişim Instagram sayfasını takip ederek etkinliklerini takip edebilirsiniz. Pratik yapmanın önemini hatırlayarak Şiddetsiz iletişimi bilen insanlarla bu yaşam dilini geliştirebilirsiniz.

Şiddetsiz İletişim Kitabı Hakkında

Şiddetsiz İletişim – Bir Yaşam Dili, Amerikalı psikolog Marshall Rosenberg’in 1999 yılında çıkardığı bir kitap. Ülkemizde Remzi Kitabevi’nden çıkıyor ve 263 sayfa. Giriş kısmında ilk yerli Şİ eğitmeni Vivet Alevi ve Mahatma Gandi’nin torunu Arun Gandhi’nin önsözleri yer alıyor.

Hayatınızda kendinizi ifade etmekte zorlandığınız ya da çevrenizdeki insanlardan davranışları yüzünden uzaklaştığınız bir dönemdeyseniz bu kitabın size çok yararı olabilir.

Marshall Rosenberg Kimdir?

6 Ekim 1934’te Amerika’da doğan ve Detroit’e taşınmalarıyla çocuk yaşta ırkçılıkla çok sert bir şekilde tanışan Marshall Rosenberg kendini, içimizde doğal olarak bulunan şefkat ve sevgi halinin neden ve nasıl engellendiğini bulmaya adamış bir psikolog.

60’lı yıllarda geliştirmeye başladığı Şiddetsiz İletişim yolculuğunda duygular ve ihtiyaçlar üzerine de kitaplar çıkarmış. Bu yazıda bahsettiğim kitap ise 99 yılında, 65 yaşındayken çıkardığı kitabı. Şu anki versiyonu aslında kitabın ilk hali değil. Zamanla geliştirmiş ve bugünkü haline gelmiş.

Marshall Rosenberg, 2015 yılında, 80 yaşında, kanserden ölmüştür. Fakat dünya genelinde çok sayıda CNVC (Center for Nonviolent Communication) faaliyetlerine devam etmektedir. Ülkemizdeki ve tüm dünyadaki Şiddetsiz İletişim merkezlerini ve eğitmenlerini CNVC’nin sitesindeki haritadan görebilirsiniz. Ülkemizde Vivet Alevi ve Judy Bleil Saruhan sertifikalı eğitmenler.

Şiddetsiz İletişime Giriş

siddetsiz-iletisime-giris

Yazar ve kitap hakkında bilgi edindiğimize göre artık Şiddetsiz İletişimin temellerine bakabiliriz. Bu iletişim şekli doğru kullandığımızda karşı tarafın savunmaya geçmesini ve direnç göstermesini engeller. Korku, suçluluk, utanç kaynaklı yapılan eylemlerin yerini hayatı zenginleştirme odaklı eylemler alır.

Şiddetsiz iletişim için ilk olarak yargısız gözlem yapmamız gerekiyor. Aşağıda daha detaylı anlattık. Gözlemimizin ardından kendi duygularımıza temas eder ve o anki ihtiyaçlarımıza göre ricada bulunuruz.

İkinci aşamada ise tüm bu adımları karşımızdaki kişiye uyarlarız. Onun gözlemi ne? Duygusu ve ihtiyaçları neler? Bizden ricası ne? Duygular ve ihtiyaçlar üzerinden iletişim kurmak zor olsa da aslında birbirimizi anlamamız için gereken en temel bilgi bunlar, yargılarımız değil. Eminim siz de yargıların ve öfkenin şu ana kadar sorunlarınızı çözmekte pek de etkili olmadığını defalarca deneyimlemişsinizdir.

Şiddetsiz iletişimi, çatışma yaşadığınız her ortamda kullanabilirsiniz. Yalnızca ikili ilişkilerinizde değil, aile hayatınızda ve iş yerinde de çokça faydasını görebilirsiniz.

Bonus: Neden Zürafa?

Şiddetsiz iletişimle alakalı içeriklerde zürafalara denk gelebilirsiniz. Bunun sebebi zürafaların kalbi en büyük memeli olması. Bu işin temelinde kalpten vermek, şefkatle vermek olduğu için de en büyük kalp anlamlı oluyor.

Diğer taraftan bir de çakal dili var. Bizim alışık olduğumuz yargılayan, suçlayan ve duygularının sorumluluğunu karşı tarafa yükleyen dil çakal dili olarak geçiyor. Marshall Rosenberg’in bir elinde çakal, diğerinde zürafa kuklası olan fotoğraflarını görmeniz mümkün.

Duygular ve İhtiyaçlar

Bu dilde kelime haznesinin büyük kısmı duygu ve ihtiyaçlardan oluşuyor. Boş zamanlarınızda yeni kelime öğrenir gibi duygu ve ihtiyaç listelerine göz atarak kendinizle ve diğer insanlarla bağ kurabilirsiniz.

Duygular genellikle düşüncelerle karıştığı için bu konuda bolca pratik yapmakta fayda var. Kitapta bunun için hissetmek kelimesini çıkarmak önerilse de bazen hissetmek kelimesini çıkarsak bile duygudan değil düşünceden bahsetmiş olabiliyoruz.

Örneğin; yetersiz ya da önemsiz hissetmek duygu değil. Görmezden gelinmiş ya da aşağılanmış olmak da duygu değil. Bunlar kendimizle ilgili yargılarımız. Bunların yanı sıra bıkkın, canı yanmış, daralmış, güçsüz, gergin, tahammülsüz, sinirli olmak hepimizin ortak yaşadığı duygulardan bazıları.

  • Duygu repertuvarınızı geliştirmek için Şiddetsiz İletişim’in sitesindeki duygular listesine bakabilirsiniz.
  • İnsanların ortak ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilmek için ihtiyaçlar listesine bakabilirsiniz.

İnsanları kötü, ahlaksız, tembel, salak diye yargılamak yerine onların duygu ve ihtiyaçlarıyla bağlantı kurabilir misiniz? Bunu yapmayı denediğinizde şefkat içinizde kendiliğinden belirecek. (Belirmezse de kendinizi suçlamayın, tekrar deneyin)

Bizi sinirlendiren yorumlarımız, yargılarımız ya da otorite figürlerinin kötü olduğunu söylediği şeyler. Sadece somut olanı ifade ettiğimizde, yargı katmadığımızda nasıl duyuluyor? Birinin tembel olduğunu söylemek onu yargılamakken birinin o gün 11 saat uyuduğunu söylemek gözlemdir.

Çevrenizdeki insanlar kendi ihtiyaçlarını, kendi yöntemleriyle karşılamaya çalışıyor. Onların hareketlerinde doğrudan yargılamak yerine ne gibi ihtiyaçların gizli olduğunu bulabilir misiniz?

Şiddetsiz İletişimin Grameri

siddetsiz iletisimin 4 adimi

Gramer kısmını ise 4 parçada inceleyebiliriz. Tabii ki Şiddetsiz İletişim’de gramer diye bir kural gerçekte yok ama dil gibi bakacak olursak 4 temel bileşenini gramere benzetebiliriz.

Şiddetsiz İletişimin 4 Basamağı

  • Gözlemlediğim somut davranışlar (bir kamera olsa ne kaydederdi?)
  • Hissettiğim duygular (beden dilimizle kolayca ifade edebildiğimiz duygular- düşünceler değil.)
  • İhtiyaçlarım (ihtiyaç listesine bakmak yardımcı olabilir)
  • Karşı taraftan ne rica ediyorum? (hayatı zenginleştirmek için hangi davranışa ihtiyacım var?)

Gözlem yaparken hep, hiç, asla, nadiren gibi zaman zarfları yerine daha somut ifadeleri deneyebilirsiniz. Şiddetsiz iletişimde amaç karşı tarafı suçlu hissettirmek değil, ihtiyaçlarımızı karşılamak için ortak bir yol bulmak. Bu yüzden gözlemimizi bir kamera kaydı gibi yapabiliriz.

Örneğin “benimle hiç ilgilenmiyorsun” yerine “dün akşam birlikte vakit geçiremedik” demek farklı.

Duygu ve ihtiyaçlar ise şiddetsiz iletişimdeki en temel maddeler. İlk adımda düşünceleri duygulardan ayırmaya çalışabilirsiniz. Anlamak ve anlaşılmak istiyorsanız somut bir gözlem paylaştıktan sonra duygu ve ihtiyacınızı dile getirebilirsiniz.

Rica bu 4’lüdeki son ama çok önemli bir aşama. Gözlemimizi yapıp duygu ve ihtiyacımızı ifade ettikten sonra sıra ricaya geliyor. Tabii ricanıza hayır cevabı almaya kendinizi hazırlamayı unutmayın.

Duyguların Sorumluluğunu Almak

🌿 Şiddetsiz iletişimdeki en kritik hamlelerden biri duygularımızın sorumluluğunu almak. Aynı şekilde başkalarının duygularından da kendimizi sorumlu tutmamak.

Suçluluk duygusuyla harekete geçirmenin temeli de aslında kendi duygularımızın sorumluluğunu almamak. Başkasının yaptığı hatayı bir kenara bırakıp neye ihtiyacınız olduğunu ifade ettiğinizde sonuca ulaşma ihtimaliniz çok daha yüksek.

Duyguların sorumluluğunun bize ait olduğunu hatırlamak için çevrenizi gözlemleyebilirsiniz. Aynı olayı yaşayan farklı insanların tepkileri de çok farklı oluyor. Biri hakarete uğradığında gülüp geçebilir, diğeri ağlayabilir, bir başkası ise şiddete başvurabilir. Aynı hakaret farklı kişilerde farklı tepkilere sebep olur.

Olumsuzluğun ardındaki duygu ve ihtiyaçlar neler?

Sevdiklerimizin bize hayır demesi ya da reddetmesi kalbimizi kırar. Peki sinirlenip başkalarını suçlamak yerine kendi duygu ve ihtiyaçlarınızı fark edebilir misiniz? Ardından karşınızdaki kişinin hayır’ındaki ihtiyacı da görebilirsiniz.

Biri sizi reddettiğinde amacı sizi yaralamak değil, kendi ihtiyaçları doğrultusunda hareket etmek. Size hayır derken onun ihtiyacı ne olabilir? Konunun sizinle alakalı olmadığını aklınızda tutarak hayır cevabını daha kolay kabul edebilirsiniz.

Yargılamayı Nasıl Azaltabiliriz?

İnsan zihni yargılamayı ve etiketlemeyi hayatımızı kolaylaştırmak için yapıyor. Üstelik çok kolay. Sebep bulmak ya da konunun üzerine düşünmek yargılamaktan çok daha zor olduğu için bazen sadece yargılayıp bırakıyoruz. Bu yargılar birikip çoğaldığında bizi sıkıştırmaya ve öfkelendirmeye başlıyor.

Fakat yargılarımız aslında o kişiyle değil, bizzat kendimizle ilgili. Bu konuyla ilgili daha derin bir okuma için Carl Jung’ın gölgelerine bakabilirsiniz.

🌿 Birini yargıladığınızda aslında değerlerinize temas ediyor olabilirsiniz.

Yargılama alışkanlığımızı bırakmak için işe onları fark ederek başlayabiliriz. Onları fark edip, “bu bir yargı”, “bu bir yorum” demek bile bir başlangıç. Yargılar sadece olumsuz olmak zorunda değil. İltifatlar da genelde yargıdır. Takdir etmek ve kutlamak sağlıklı iletişimin bir parçasıyken maalesef iltifatlar manipülasyon aracı olarak kullanılabiliyor.

İnsanlar çok yönlüdür ve değerleri ölçülemez ya da bugün değerli olan biri yarın “kötü bir şey yaptığı için” değerini kaybetmez. Bunu keşfetmek de yargılamayı azaltmak için faydalı olabilir. Birileri size “o çok titiz ve çalışkan” diyor diye asla tembellik yapamazsınız ya da ortalığı dağıtamazsınız anlamına gelmiyor. Zaten öyle olsa hayat çok sıkıcı ve bunaltıcı olurdu.

Başkalarını yargıladığınızda kendinize empati göstermeye çalışabilirsiniz. O kişiyi yargılamak hangi ihtiyacınızı karşılıyor? Ya da hangi ihtiyaçlarınız karşılanmadığı için rahatsızsınız ve bu ihtiyaçları karşılamanın bir yolu var mı? İşinize yaramayan düşünceleri kendi haline bırakabilirsiniz.

🌿 Birilerini ya da olayları yargıladığınız için kendinize kızmamak ve kendinizi yargılamamak da bu işin önemli bir parçası. İçinizdeki şefkatten biraz alın.

Özet

Şiddetsiz İletişim bir yolculuk. Maalesef tek yazıda okuyup öğrenebilmek mümkün değil. Bolca denemek, uygulamak ve duygu/ihtiyaç dağarcığını geliştirmek gerekiyor.

Bu konuyla ilgiliyseniz Şiddetsiz İletişim – Bir Yaşam Dili kitabını okumanızı mutlaka öneririm. Kitap her şeyi çok net ve basit şekilde anlatıyor. Üstelik içinde çok güzel örnekler de var. (Bazı örnekler uçuk gelebilir. Bana uçuk geliyor ama hayatımda uyguladıkça gerçekten etkili olduğunu görüyorum.)

Bu kitabı okuduğunuzda ya da eğitimlere katıldığınızda bir anda zen ustasına dönüşmeyi beklemeyin. Özellikle yakın ve otomatikleşmiş ilişkilerinizde aynı hızla parlamaya devam edebilirsiniz. Yine de sabırla, umutla Şiddetsiz İletişimin 4 adımını farklı şekillerde deneyerek kendi hayatınıza uyarlayabilirsiniz.

Kitabı okuduysanız yorumlarınızı ve kendi hayatınızdan tecrübelerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın! Şiddetsiz, şefkat dolu bir gün diliyorum.

About Ezgi

This author bio section can be dynamically pulled by enabling its Dynamic data option in the right toolbar, selecting author meta as the content source, add description into the Author meta field.

Yorum yapın